Cuma, Haziran 01, 2018

Alexandroupoli - Halkidiki / Yunanistan

Hellas


ALEXANDROUPOLI (DEDEAĞAÇ)

Alexandroupoli yani Dedeağaç, Edirne'ye komşu olan bir Yunan kenti. Alexandroupoli'nin merkezi İpsala sınır kapısına yaklaşık 45-50 km uzaklıktadır. Türkiye ile Yunanistan'ın geçiş bölgesi olduğundan dolayı fazlaca Türk hemşerilerimiz bulunmaktadır. Dedeağaç geziniz için 2 tam gün yeterli olacaktır.

Konaklama

Birçok otel deniz kenarında kendi plajına sahip. Sahilden uzak kalan otellerin fiyatları ise daha uygun. Şehir içi ulaşım çok gelişmiş olmadığından otel tercihinizi merkeze yakın yapmanızda fayda var.

Santa Rosa Hotel: Bu küçük butik otelin kendi içinde çadır konaklama imkanı ve plajı mevcuttur. İşletmecisi Türkçe biliyor. Ancak kahvaltısı çok vasat.

Plaza Hotel: Otel sahile yürüme mesafesindedir. İçinde havuzu var. Oldukça temizdir.

Ramada Plaza: Fiyat açısından diğerlerinden yüksek olsa da sunduğu imkanlar doğrultusunda bunu hak eden bir otel. Kendi sahili olması, büyük bir havuzu sahip olması ve en önemlisi yeme içme olanakları ile muhteşem bir otel.


Gezilecek Yerler

Demokrasi Caddesi; En işlek caddelerinden biri olan Demokrasi caddesinde sokak üstü kafeleri, barlar ve alışveriş dükkanları mevcut. Hem gündüz hem gece günün her saatinde kalabalık olmasının bir nedeni de bölge halkının dışarıda yemek yeme alışkanlığı olması. Halkın çoğunluğunun buluşma noktası burasıdır. Kalabalık özellikle akşam saatlerinde artıyor.

Deniz Feneri; Kasabanın simgesi olan Deniz Feneri Sultan II. Abdülhamit zamanında inşa edilmiş. Bölge demirağı, deniz ulaşımı ve kara ulaşımı bakımından önemli bir noktada olduğundan oldukça gelişmiştir. 

Dedeağaç Camii; Leoforos Dimokratias caddesinde Osmanlı zamanından kalma birçok badireyi atlamış Camii. Camii bünyesinde Türk öğrencilerinin eğitim aldığı bir azınlık okulu da mevcut.

Samothraki (Semadirek) Adası; Dedeağaç'tan 2 saatlik vapur yolculuğu ile bu adaya ulaşabilirsiniz. Mevsimine denk geldiğiniz takdirde adanın en meşhur yiyeceği olan Semadirek Mantarı'nı da tatmayı unutmayın.

Yeme İçme

Apollonias Caddesi; Yerel halkında yemek yemek için çoğunlukla tercih ettiği bu cadde de klasik Yunan mutfağını sergileyen restaurantlar bulmanız mümkün.

Aya Yorgi Taverna & Beach; Kesinlikle es geçilmemesi gerekir. Makri kasabasında bölgenin en güzel plajına sahip bu taverna sabah gidip akşam yemeğinizi de yiyebileceğiniz bir mekan. Plajı ücretlidir. 30 euro harcama karşılığında ise resimdeki gibi 2-3 kişi kullanabileceğiniz çardak keyfini yapabilirsiniz. Restaurant da ise Türk garsonlar bulunmaktadır. Akşam yemeği için rezervasyon yaptırmakta fayda var. Her yemeği kendine has lezzeti barındırıyor. Detaylı bilgiye Türkçe içeriğine sahip internet sitelerinden bulabilirsiniz. https://www.aigiorgis.com/




Aya Yorgi Taverna

Slourp Ice Cream; Leoforos Dimokratias (Demokrasi) caddesinde bulunan özellikle Big Bubble ve Tiramisu aromalı dondurmaları çok güzel. 

Gece Hayatı

Pico By Night; Leof. Dimokratias caddesinde Dedeağaç'ın en ünlü gece klubüdür. Canlı orkestrası ile Yunan müziği eşliğinde kızların ve erkeklerin çeşitli dans gösterileri sundukları klasik bar konseptinden farklı bir tarzı olan bu mekanın girişi 5-10 euro arasında değişmektedir. Gitmeden rezervasyon yaptırmayı unutmayın. Mekan ile ilgili video için-->  https://www.instagram.com/p/BXbkT8vgq8c/?taken-by=motosikletli_cadi


HALKİDİKİ


Alexandroupoli'den itibaren yaklaşık 350 km kadar motosiklet kullanıp Halkidiki yarımadasına varmayı planlıyoruz. Halkidiki'nin ilk ayağını oluşturan Athos bölgesi papazların yaşadığı özerk bir bölge olduğundan buraya özel izin alarak sadece erkekler girebiliyor. Bizim ilk durağımız yarımadanın orta ayağını oluşturan Sithonia bölgesindeki Nikiti kasabası. Konaklamayı Booking üzerinden rezerve ediyorum. Otoban boyunca restaurant yok. Hatta dinlenmek için gölge alan yok. Köprülerin altlarında mola veriyoruz. Türk ticari kafası çalışmaya başlıyor, şuraya bir Berceste açsak, ileriye Köfteci Yusuf açsak offf paraya para demeyiz..... :)) Güneşin asfaltı ısıtmasıyla oluşan o bunaltıcı sıcak yolu çekilmez hale getiriyor. 5-6-7 hatırlamıyorum kaç saat sonra vardığımızı.

Halkidiki'de plan yapmayın. Ancak kesinlikle ve kesinlikle kendi aracınız veya kiralık araç ile gezebilirsiniz. Burada ulaşım ağı yok. 

Sithonia


Bir grup sabah kahvaltısı için alışveriş yapıyor. Yerleşim yerlerinin yoğunluğuna göre hiper marketler mevcut. Bu marketlerde istediğiniz her şeyi daha uygun fiyatlara bulabilirsiniz.

Grey House Apartments'ta kahvaltı

Miss gibi kahvaltının ardından yarımadanın bir ucundan diğer ucuna yolculuk başlıyor. Rastgele adını dahi bilmediğimiz bakir koylarda duraklayıp denize giriyoruz. Yol boyunca bir tarafınız yeşil, bir tarafımız alabildiğine mavi..


Sithonia bölgesini gezmek için 2-3 gün yeterli olacaktır.


Bu bölgede önerebileceğim en güzel yer Porto Koufo'da ki Taverna Tzitzikas. Halkidiki gezimiz boyunca yediğimiz en güzel kalamarı bu bölgedeki restaurantlar yapıyor. Buradan tekne turları ile koyları da gezmeniz mümkün.




Toroni'den sonra bizi Kalamitsi karşılıyor. Kalamitsi'de "Thalatta Kalamitsi Village Camp" içinde spor tesisi, fırını, masaj salonu, havuzu ve her türlü bütçeye uygun konaklamayı sunan bir kamp alanı mevcut.
https://www.thalattacamp.gr




Kalamitsi'den sonra bölgenin en kalabalık yerleşim yerlerinden biri olan Sarti'ye varıyoruz. Sarti gece kulüpleri ve beach barları olan akşamları da eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayabilecek bir yer. Sarti'nin merkeze 7 km mesafe de bulunan Orange Beach ise yarımadanın en ilginç koyu olma özelliğine sahip. Beyaz kum ve turkuaz görüntüsü ile Maldivleri andıran bu plajın negatif olan tarafı ise büyük bir kumsalının olmaması. Ücretsiz kamp alanı mevcut ancak tuvalet konusunda doğa ile başbaşasınız. Orange Beach'in bir kısmı ise Nudist Beach olarak kullanılmakta.
Nudist; çıplak dolaşan kimse.




Bölgede son konaklama yerimiz olaran Vourvourou ise hem yerel halkın hem de turistlerin iç içe olduğu büyük bir kasaba.

Ormos Panagias üzerinden ilk konaklama yerimiz olan Nikiti'ye doğru yol alıyoruz. Sithonia yarımadası için bize 3 gün yeterli oluyor. Gece karanlığa kaldığımızdan dolayı Nea Sermili'de yol üzerinde bulduğumuz The White Rabbit Hostel'de kişi başı 15 euro vererek konaklıyoruz. Gruptaki herkesin ilk hostel deneyimi oluyor. Aslında herkes biraz tedirgin olsa da hiç unutmayacağımız güzel anılarımızı da ceplerimize dolduruyoruz. :)
Sabah erken saatlerde Halkidiki'nin son ayağı olan Kassandra yarımadasına doğru yola çıkıyoruz..

Kassandra


Yine Booking yardımımıza yetişiyor ve yarımadanın ortasında Kassandreia'da aparttımızı tutuyoruz. Buraya 5 km mesafede yer alan Kallithea'da büyük marketler ve alışveriş mağazaları var. Kallithea'dan Solina'ya kadar sahil boyunca gece kulüplerini ve striptiz kulüplerini görmek mümkün. Bu bölge de genelde villaları olan gelir seviyesi yüksek insanların yaşadığını gözlemliyorum. Pefkochori'ye kadar hiç durmadan doğanın ve temiz havanın tadını çıkartıyoruz. Pefkochori'de beach barlar ise değişik konseptleri ile ilgi çekiyor. Kamp yapmak isteyenler içinde ücretli kamping alanları burada mevcut. Elephant Beach&Bar ise burada önerebileceğim salaş bir mekan. Özenle hazırlanmış atıştırmalıkları ve alkollü kokteylleri var.
Yine rastgele bir koy buluyoruz. Anayoldan sadece yürüyerek inilen bu koy Kassandra'nın doğu kısmında bulunan son koy oluyor. Cabana Beach diğerlerine nazaran daha sakin ve içinde duş, wc ve restaurantı olan bir mekan. 

Küçük bir yat limanına sahip sakin bir kasaba olan Nea Skioni'de bir kahve molası veriyoruz. Karanlık çökmeden apartımıza varmak üzere yolu koyuluyoruz ve Siviri üzerinden Kassandreia'ya varıyoruz. Unutmadan bölgenin en canlı ve en eğlenceli plajı olduğunu öğrendiğimiz Sani Beach'e ise vaktimiz olmadığından gidemiyoruz.

Şirin mi şirin apart sahibimiz Andrianna akşam yemeği için bizi Siviri'nin en güzel restaurantı Diamantis Taverna'ya yönlendiriyor. Müşterilerinin yarısı Türk olmasından yemeklerinin ne kadar güzel olduğunu anlayabilirsiniz. Sanırım en güzel restaurantlarda hep Türkleri görmemiz ya doğuştan gurme yetişmemizin ya da yemek yemeği seven bir millet olduğumuzun kanıtı. :)





Sevgili Yunanistan yedik içtik Allah bereketini arttırsın çok ta lezzetliydi yemekleriniz ama artık biz müsadenizi isteyelim.
Alexandroupoli'de yine bir gece konaklayıp 1 haftalık dolu dolu tatilin ardından İpsala'dan memlekete giriş yapıyoruz.

Notlar:

- Yunanistan'a girmeden son benzinlikten su stoğu yapın. Evden minik sandviçler hazırlayın. Euronun 5,35 olduğu bu zamanlarda bana dua edersiniz :)
- Dedeağaçta Aya Yorgi Taverna & Beach'te akşam yemeği yiyin.
- Halkidiki'de planlar tutmaz spontane gezin.
- Şehiriçi ulaşım ağı yok kendi aracınız olsun ya da araç kiralayın.
- Sithonia bölgesinde kamp alanları daha fazla. Eğlence ise Kassandra bölgesinde.
- Kassandra'da kaldığımız apartın adı Center Home. Booking'ten bulabilirsiniz.
- Sithonia'da Orange Beach mutlaka görülmeli.
- Sithonia / Porto Koufo'da kalamar yenilmeli,
- Kassandra'da Diamantis Taverna'da midye, ahtapot ve karides yenilmeli,
- Aslında Yunan'da her türlü deniz canlısı yenilmeli,
- Zukuni (Girit kabağı kızartması) ve peynirli, acılı, yoğurtlu mezeden masaya sipariş verilmeli.
- Her akşam yemeğin yanında Uzo içilmeli,
- Dönüşte el yapımı şarap ve likör alın,
- Bal, zeytinyağı ve içi çiğ bademle doldurulmuş yeşil zeytinden alın,
- Kavala kurabiyesi almak için Kavala'ya kadar gitmeye gerek yok, yol üzerindekilerde aynı.
- Gelen adisyonu yani hesabı kontrol edin.
- Hesap öderken %10 dan aşağı bahşiş vermeyin (onlarda böyle bir gelenek var)
- Komşularla Sirtaki oynayın. Çok içmişlerse durmak bilmiyorlar halayın sonuna katılın :)
- Orange Beach'te Nudist tarafına geçmeyin! ben uyarımı yapayım da siz bilirsiniz :)
- Gece kulüpleri zaman kaybı olur.
- İnsanlara ön yargılı yaklaşmayın netice de komşuya misafirliğe gidiyorsunuz.
- Türk görünce yolunuzu çevirmek yerine bir selam vermeyi deneyin.
- Trafik kurallarına uyun. Uymaz iseniz; Kırmızı ışık ihlalinda 750 euro, alkollü araç kullanımında ise 1200 euro ödeyeceğini bilin.
- Free Shop fiyatları Yunan tarafında daha uygun. Türk tarafında 1 pasaporta 1 lt hak verilirken Yunan tarafında 3 lt hakkınız olduğunu unutmayın. Ancak sınırdan nasıl geçirirsiniz onu bilemem.

Gideceklere keyifli geziler, iyi tatiller diliyorum.

Porto Koufo / Sithonia / Halkidiki   2017




Perşembe, Nisan 26, 2018

UKRAYNA / LVİV

Peki neden Ukrayna'ya gidelim?

Şöyle ki; en önemlisi yeni TC kimlik kartımız ile girebiliyor olmamız. Yıllarca burnumuzun dibinde olan Ukrayna'ya vizesiz ve pasaportsuz girmek demek nereden baksanız sizi 500 ile 1000 tl arası bir masraftan kurtarıyor demek. Tabi bir de şu sıralar Doların 4, Euronun da 5 olmasından ötürü Türk Lirasından daha az değerli para birimi olan yerleri zorunlu tercih etmemizin de etkisi büyük. 

Bizim Lviv hikayemiz başlıyor;

16 Aralık 2017 sabahı Atatürk Havalimanından başladı yolculuğumuz. 2 erkek 1 kız gidiyoruz. Ancak sevgili eşim Ukrayna'ya karısıyla gittiği için pek memnun gibi durmuyor. -Fırına ekmekle gidiyorum. diye söylenip duruyor. :) :) 

2 saat süren yolculuktan sonra sabah erken saatlerde Lviv Danylo Halytsky Havalimanına varıyoruz. Ukrayna'ya gidecekler şunu bir yere not etsin. Yanınıza mutlaka gidiş-dönüş uçak biletinizin ve otel rezervasyonunuzun çıktısını alın. Ben pasaport kontrolden direk geçiyorum ama Cem ve Mustafa abiyi odaya alıyorlar. İşin yoksa bide onları bekle. Bir ülkenin havalimanındaki ilk intibası gezimin devamındaki enerjimi ve ülkeye bakışımı hep etkilemiştir. Burada biraz soğuk bir ortam var. Neyse bizim çocuklar 1 saat beklemenin ardından geldiler. Neden geldiklerinden, ne kadar kalacaklarından tutun da ceplerindeki paraya kadar sormuşlar. Yetmemiş bir de parayı çıkartıp göstermelerini istemişler. Vayy terbiyesizler. :) Unutmadan havaalanı personeli neredeyse hep kadın. Benim aklımda değişik sorular. Mübalağ yaparak söylüyorum bacaklarının boyu kadar boyum var, burada ne işim var diye de soruyorum kendime. Bütün modum düştü iyi mi!...



Dip Not: Paranızı Türkiye'de dolar yapıp öyle gitmenizi tavsiye ederim. Şehrin merkezinde her yerde rahatlıkla para bozdurabilirsiniz. Biz havaalanında idare edecek kadar küçük bir miktar para bozdurduk. :)




Lviv Konaklama

Konaklama için ucuzundan pahalıya bir çok seçenekler mevcut. Airbnb, Hostel, Hotel, Apart vs.. Ben Booking üzerinden Rynok Sq. ile kesişen Halytska St.de 1+1 4 kişi kapasitesi olan apart tuttum.  Konum olarak Taksim'de olup Mis sokakta oturduğunuzu düşünün. O kadar iyi bir konumda. İlgilenenler için adı Historical Centre Apartments. Sigara içmediğiniz sürece ev sahipleri gayet efendi ve iyi kişiler. 3 kişi kaldık ve 4 gece için toplam 500 tl ödedik. Kattle, ocak, dolap, mikrodalga fırın, tabak, çanak her şey mevcut.

Havaalanından Lviv Merkeze Ulaşım

Taksilerle Lviv meydana ortalama 100-200 Grivna (UAH) arası bir fiyata gidebilirsiniz. Mutlaka bindiğiniz her taksi ile pazarlık yapın. Bizi Apartın gönderdiği taksi karşıladı.110 Grivnaya daha önceden anlaşmıştık. Bu da 15-16 Türk Lirası yapıyor. Uber de farklı bir alternatif olabilir. Toplu taşıma kullanmak isterseniz eğer Havalimanının önünden 9 nolu Troleybüs ya da 48 nolu otobüsü kullanabilirsiniz. 

Gezilecek Yerler

Hava biraz soğuk, şansımıza güneş var bugün ama bizi pek ısıtmıyor. Öğlen olmak üzere artık ve aparttan çekingen adımlarla çıkıyorum. Ben Hindistan'da bu kadar çekimser davranmadım. Ukrayna kadınları hakkında söylenen söylentiler beni bu çekimserliğe iten.. 

Sol tarafa dönüp 15 adım atsak Lviv meydan ama navigasyon kurbanı oluyoruz ve ilk durak Svobody Avenue oluyor. O meşhur Opera House ve pazar caddesini görüyoruz. Zaten neredeyse her yer yürüme mesafesinde o yüzden ulaşım hakkında uzun uzun anlatmaya gerek yok Arnavut kaldırımlı sokaklarında kaybolarak gezmenizi öneririm. 

Haydi gezmeye başlayalım;

Rynok Square; Burası Lviv'in merkezi kabul ediliyor. Belediye binasının önündeki geniş alanda akşamları canlı müzik ve çeşitli gösteriler yapılıyor. Bizim en çok keyif aldığımız, sokak eğlenceleri ve Ukraynalı gençler ile sohbetlerimiz oldu. İçeceğinizi alıp oturup etrafı izlemek hem huzur veriyor hem enerji. 


Svobody Meydanı


Opera House; Biz içine girmedik. Merak etmedim de değil hani. Opera, tiyatro, müzikal neye bilet bulursanız siz girin izleyin.





Pazar Meydanı; Hediyelik eşyalar ve yöresel tatlar var. Akşam üzerine doğru ışıklandırmaları ile daha güzel bir görüntü oluşuyor.







Lviv Town Hall (Belediye Binası); En üst katında seyir terası var. Giriş ücretli ama çerez parası. İlk 4 kat asansör ile çıktıktan sonra sizi yarım saatlik, 310 merdivenlik bir macera bekliyor. Eğer hala yaşıyorsanız yukarısı muhteşem görüntüye sahip. Bu yüzden tırmanmaya değer.





Latin Katedrali; Rynok Sq. da. Giriş ücretsiz. İçeride fotoğraf çekimi yasak. 



Ermeni Katedrali; Virmens'ka St.de. Ayrıca burası bir Ermeni mahallesi.

Potocki Sarayı

Bernardine Kilisesi


Lychakiv Mezarlığı; Mutlak uğrak noktası. Merkeze ne yakın ne uzak. Zaman kısıtlı ise taksi ile gidilebilir. Mezarlık değilde sanki açık hava sanat müzesi.

Dominican Katedrali ve Manastırı 

Aşk Tüneli; Fotoğrafçıların mutlak uğrak yeri.


Apteka Museum (Eczane Müzesi); Drukarska St.de. Ukraynalılar genelde Alman ilaçlarını kullanıyorlar. Eğer ki eczaneden ilaç alacaksanız size önce pahalı ilacı vereceklerdir. alternatifini isteyin.

Lviv Tarih Müzesi; Rynok Sq.da. Çarşamba günleri kapalı.


St. Peter and Paul Church of the Jesuit Order; Korku filmi kilisesi gibi. Akşamları ışıklandırması ile uzaktan bakınca bile ürkütücü. 

Lviv Arsenal; Silah müzesi. Müzenin önünde seyyar bir adam var. Adınıza para bastırabilirsiniz. Müzenin alt katında restaurant var. 






Bira Fabrikası; Pazar yerinin orada. Gitmişken ödüllü biralarını tatmanızı tavsiye ederim. Yiyecek menüsüde oldukça çeşitli. Ayrıca içeride hediyelik eşyalarda mevcut. Benim bira önerim ise 2017 Prag ödüllü birası.


Çikolata Fabrikası; Çikolata değil sanki her biri sanat eseri. Bol bol hediyelik çikolata alabilirsiniz. Haftasonu çok kalabalık, zaten küçük, dar olan merdivenleri ve koridorları ile içeride bunalmak garanti o yüzden haftaiçi gitmek daha uygun.


Kahve Fabrikası; Kahve severler için harika bir yer. Gün içerisinde ara ara uğrayıp farklı kahveler deneyimleyebilirsiniz. Ben ilk defa likörlü kahve içtim ve sevdim. Lviv de bir çok yerde Lviv Coffee Manufacture tabelasını görebilirsiniz. İtalyan kahve demliği almak isterseniz buralarda fiyat 2 katı. Ara sokaklarda bizim Japon pazarlarına benzeyen dükkanlar var oralarda fiyatlar uygun. Hatta İstanbul'da 60-150 tl arası olan termoslar burada 15-25 tl arası.



The Most Expensive Galician Restaurant; Menüdeki yemekler bir sıfır fazla. Menüyü görünce şaşırmayın. :)


Ratusha; Kereviti ile ünlü mekan. Opera binasına yakın. İlginizi çekebilir.


Golden Rose; Menüde fiyat listesi yok. Yemekler için pazarlık yapıyorsun. Beni pek sarmadı bu olay. Yemeklerinden yiyenler güzel olduğunu söyledi.



Drunk Cherry; Meydan'da el yapımı vişne likörünü tadabileceğiniz oldukça meşhur yer. Tadı damağınızda kalacağı için satın almayı da unutmayın.


House of Legends; 21:25 gibi kafenin önünde eğlenceli mini bir gösteri var. Her katında ayrı hikayeleri olan özgün bir mekan. En üst katında servisi cüceler yapıyor. Terasa kadar çıkıp güzel bir hava alın. Ayrıntılar ve video instagram hesabımda https://www.instagram.com/p/Bc-H4VwnMHD/?hl=tr&taken-by=motosikletli_cadi


Masoch Cafe; İşte benim favori mekanım. Çok ilginç bir kafe burası. Mazoşizmin önemli bir yazarı olan Leopold Von Sacher-Masoch anısına yapılmış, gelenin gidenin hafif kırbaçlandığı bir mekan. Ama asıl olay içeride oturup bir şeyler içmeye başladıktan sonra başlıyor. Turistlerin tepkisinden korktukları için pek bize bulaşmasalar da 2-3 akşamdır yediğimiz kırbaçların hatırı sayılır oldu artık. Menüyü okumaya başlayınca kalbiniz sıkışmaya başlayabilir. Ama fiyatlardan dolayı değil yiyeceklerin isimlerinden ötürü. :) Bir de hesap ödeme şekli sütyen, tanga, topuklu ayakkabı içinde gelince daha bir ilginç oluyor durum. Neyse mekan üzerine uzun uzuuun yazılır ama büyüsü kaçmasın. Videolar için --> https://www.instagram.com/motosikletli_cadi/



Kryjivka; İlginç bir kafe daha. Kapısında elinde tüfek ile bekleyen asker parola soruyor. "Slava Ukraine" dedikten sonra o da size "Hereyom Slava" diyerek içeri alıyor. (Parolayı bir asker edasında bağırarak söylemenizi istiyor. Yoksa 3-5 kez tekrarlatıyor.) İçeri girdikten sonra size shot votka veriyor. Tüfeği doğrultmuş bekliyor hadi sıkıysa içme :) Merdivenlerden aşağı inip mahzenden bozma kafeye oturuyorsunuz. Burada hizmet biraz yavaş. Arada silah sesi duyunca korkmayın. Gerçek silah sesi bu !! Terasta da küçük bir süpriz var.



Gasova Lampa; Virmens'ka St. de bir sürü gaz yağı lambası ile donatılmış fantastik bir mekan. Gitmişken görülmeye değer.

Celentano Pizza; Pizza mı? Durun durun. Ben gezmiyorum hiç bir yeri. Ben Boğa burcuyum yemek varsa her şey bitmiş demektir. Tek düşündüğüm yemek daha çok yemek.... Muhteşem pizzaları var. Bu yazıyı yazarken canım çekti :( merkezde 2 şubesi var. Mekanda internet de mevcut.





Lviv Croissants; Geç saate kadar açık. Kahvaltı için ve geç saat atıştırması için tercih edilebilir. Adamlar kruvasana farklı bir boyut getirmişler o bir gerçek. Oldukça başarılı.

Glory Cafe; İşletmecisi Türk olan güzel bir mekan. Ancak fiyatlar Ukrayna'ya göre pek öyle güzel değil. Türk kahvaltısı isteyenler burada aradıklarını bulabilirler.


Döner Fabric; Sahibi Türk bir abimiz. Küçük bir yer. Lezzetli döneri var. 




Döner Fabric ile aynı sokak üzerinde Halytska St.de sokağın başında yanlış hatırlamıyorsam tabelasında boğa resmi olan bir mekan daha var. Burada yediğimiz etin tadını halen unutmadım. 3 Kişi 1,5 kilo et, aperatifler, şarap ve biralar ile ödediğimiz rakam 550-600 Grivna idi. Yani 90 tl civarında bir rakam. Romantik gezginlerimiz için bu sokak üzerinde Jazz müziği eşliğinde şarap yudumlayabileceğiniz şarap evleri de mevcut.


Lviv Gece Hayatı

Geldik eğlence kısmına ve hayal kırıklığımıza. Zaten pek sevmem gece hayatını kırk yılda bir giderim. Gitmişken de iyi mekanları tercih ederim. Ama mekanlar umduğumuz gibi değildi. Bunun nedeni ise yine bizim bayi toplantısını Ukrayna'da barda yapmaya karar vermiş (çok afedersiniz ama kıro, barzo, apaçi siz ne derseniz artık) tabiri ile tanımladığımız Türkler. Tamam sakin sakin hevesim kursağımda kalarak mekanları yazıyorum.



İlk durağımız,



Fashion Club; Giriş ücreti 3 kişi için 3000 Grivna istediler. 450 Türk Lirası yapıyor. Yemek ve nargile ile belirli içkiler dahilmiş. O belirli içkilerde belirli bir saate kadar dahilmiş. İyi de biz yemeğimizi yedik geldik. Yok anlaşamıyoruz. Bu fiyat Döner Fabric'te çalışan Türk arkadaşımızın bize söylediği fiyatın yaklaşık 4-5 katı. İtiraz edince yer yok, rezervasyon yok demeye başladılar. Zaten bizde artık sizi istemiyoruz. Biz o paraya kaç şişe votka alır üstüne birde dansöz tutar yetmez bana da zenne tutarız... pehhh gittik biz byy..



Oradan bir taksi tutup 100 Grivnaya Zanzibar'a gidiyoruz.



Zanzibar Club; Kapısına gelince taksicinin bizi kazıkladığını anlıyoruz. Mekan 6 aydır tadilattaymış.. Pazarlık ile 150 Grivnaya geri dönüyoruz. :) Yalnız araştırmalarıma ve oradakilerden aldığımız bilgilere göre kaliteli ve güzel mekanmış burası. Kısmetsizlik.



Rafinad People Club; Giriş ücreti kadınlar için 60 erkeler için 100 yada 150 Grivna. Bağcılar düğün salonunun ses sistemi buradan daha güzel. Neyse hadi girdik mekana bir kaç bişe yudumlarken sahnede 19-20 yaşlarında kızı tavlamaya çalışan 1.55 boylarında gri parlak takım elbiseli, kırmızı gömlekli, rugan ayakkabılı, göbekli ve badem bıyıklı amca :)) (sana da selam olsun) Ben şok ben iptal. Kız köşe bucak kaçıyor. Olmadı bu sefer amca sende en az bizim kadar kısmetsizsin bu akşam! :) vee doğruca striptiz odalarının bulunduğu kata yöneliyor. Bende sigara içmek için koridora yöneliyorum. Sonra ne göreyim bu tipler topluca gelmişler buraya. Tabi toplantı tek olmaz. Off kadın olarak mide bulandırıcı burası. Ben kaçmak istiyorum ama bizimkiler eğleniyor. Arada normal tip Türklerle karşılaştığımızda oldu mekanda. Ama çoğu içeri girer girmez kaçıyor. Barda bir eğlence yok nenem tarihinden kalma müzikler. Canlı Dj mi? o da yok. Mekan berbat. Striptiz'e girin bari siz  eğlenin, ben gideyim aparta dedim. Olmaz dediler. Bir saat filan sonra hafif çakır olmaya başlayınca pistte dans etmeye başladık sonra arkamızı döndük ki içki dolu bardaklarımızı garson almış. (senin aldığını biliyoruz yakışıklı çocuk) Neden? Nedeni yok. Güvenlik müdürünü çağırdık elinizden bırakmasaydınız der gibi bir tavır alınca sana da by by Rafinad.... Hayır zaten sudan ucuz alkol işin bardağında, içkisinde değiliz de bir türlü yapılanlara anlam veremiyoruz... Güvenlik zafiyeti her yerde.


Lviv Alışveriş


Svobody Avenue üzerinde bir çok butik mağaza bulabilirsiniz. Ancak tekstil ürünlerinde fiyatlar çok yüksek. Marka kıyafetlerde ise fiyatlar Türkiye ile aynı. 



*Bol bol çikolata, alkol ve sigara ile sevdiklerinize magnetler, el yapımı bebekler alabilirsiniz.

*Çeşitli meyvelerden hazırlanan ballı kompostu Uzvar ve Kozalak şurubunun da tadını beğendim. 
*Ayrıca bal, ceviz ve gravyer peyniri alabilirsiniz.
*Alkol kullanıyorsanız buğday votkası ve Nemiroff ballı-acılı tavsiyemdir.
*Sigara fiyatları ise en pahalısı 5,50-TL. Karton alacaksanız Svobody üzerindeki büfelerden temin edebilirsiniz. 
Gümrük limiti kime göre neye göre bilmiyorum. 3 diyen de var 1 karton diyen de var. Her iki tarafta da gümrüğe gece girdiğimiz için pek ilgilenen olmadı. 


Sigara tavsiyesinde de bulunayım mı? yok artık der gibi bi tavrınız var biliyorum.. 

Şeyyy bu blog çok mu çookk şeyy olmaya başladı..... :))